11 Haziran 2013 Salı

A quick start... (Garip bir başlangıç...)

     Daha yeniyim buralarda. Her yeni başlayan gibi ben de aman da bunu yaptım aman da şunu yaptım demicem. Siyasetle de pek aram yoktur. Şu sıralarda Ankara'sı, İstanbul'u başta tüm Türkiye'yi yanlış haberleriyle, doğru bağlantılarıyla önüne katıp sürükleyen olaylara sadece içten içe destek olamaya çalışan sefil bir matematikçi adayıyım.
     Önümüzdeki seçimlerde ne olurmuş, kim gelirmiş, kim gidermiş bilemem ama tek isteğim her geçen günün bizim geleceğimizi mahvetmemesi.
     Hayatımızın her anında yaşadığımız endişeler bizi bazen dehşete düşürse de son günlerde duyduğum, gördüğüm ve okuduğum şeyler beni bu tip endişelerin tam da göbeğinde bıraktı, kimseye anlatamasam da.
     Noluyor, demeye kalmadan, tencere ve kaşık tıkırtılarını duydum. Korna sesleri kulağımı tırmalamaya başladığında pencereden çıkıp baktım ama kimseyi göremedim, ne oluyorsa cadde de oluyordu. Sonrasında gelen slogan sesleri kendimce her şeyi açıkladı. Bu bir saat kadar devam etti, her geçen dakika, benzer olayların sonuçlarından korkumdan, psikolojim daha da bozuldu, ben fark edemeden. Bunu fark ettiğimde göz yaşlarım ve hıçkırıklarım, nefessiz kalışlarım vardı. Uyandım, kendime geldim ama sesler hala devam ediyordu. Önce tüm pencereleri kapattım, korktum sanki gaz kapsülleri ben evdeyken, güvendeyken kafama gelir diye. Biliyorum, garip ve saçma bir korku ama korktum işte. F ye saldırdım, çünkü caanım medyam bana bi şey göstermiyordu. Bi kaç arkadaş ordaymış onların durum belirtmelerinden haberim olabildi, neler  olduğu hakkında. Öğrendiğim şeyler de malum zaten...
     Neyse finallerden başımızı da kaldıramadık o sıralar ve olan bitene de seyirci kaldık. İçten içe destek versek de oturduk öylece, rahat ve güvenli sayılabilecek evimizde.
     İnsanlar, olayın içinde olan insanlar da karşı tarafın bazı savunma ve saldırı etkenlerine de bağışıklık kazanmışlardı. Korkmaya gerek yok diye bir izlenim kazandıktan sonra için biraz rahatladı. Olayların merkezinde sayılabilecek evime bir hafta boyunca gidemedim tabi, bu arada. Uzaklaşmıştım ordan ama evime olan özlemim ağır bastı da ancak öyle bir cesaret bulup gittim evime... Çünkü cidden izlediklerim ve okuduklarım korkunçtu. İnsanların kafası gözü yarılıyor, kocaman araçlar tarafından "kazara" eziliyorlardı. Gel de korkma...
    Yayınlananlar doğru mu yanlış mı bilmiyorum ama insanlar tek bir cümle bile slogan atamadan bazı şeylere maruz kalıyorlardı, üzücü... Bunun farkındalığını kazanamamak daha bir acı. Bazı insanlar üzerinden siyaset yapmak ise... Bunun yorumu herkesin kendi içinde, söz onlarda olsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder